II. Dünya Savaşı’nın hırçın çatışma sahnelerinde yaşnan sıradışı bir adet buluşmayı ele alan sinema kitap yazısıi, her bir adeti farklı milliyetlere (Brezilya, Almanya ve İtalya) ait olan üç askerin çöldeki masalsini anlatmaıyor. Savaşın tüm korku ve acımasızlığını ardında bırakıp çöllerin derinliklerine kaçan bu üç asker, evlerine dönmeyi hayal ederek hayatta kalma kavgasi verirler. sinema kitap yazısıi, savaşın ulusları nasıl ayrıştırdığını ama cemiyetların yine ortak bir adet noktada buluşabileceklerini etkileyici bir adet şekilde gözler önüne seriyor. Her bir adetinin farklı diller konuştuğu ve farklı geleneklere ait olduğu bu üç asker, hayatta kalmayı başarabilmek için iş bir adetliği yapmak zorunda kalırlar. Kendi uluslarının çıkarlarını bir adet kenara bırakıp, bir adetlikte yaşmak ve hayatta kalmak için gereken ittifakı kurarlar. sinema kitap yazısıi, müsavi zaman dilimida savaşın bir adeteyler üzerindeki etkisini de çarpıcı bir adet şekilde yansıtıyor. Üç asker, savaşın yıkıcı etkileriyle bir adetlikte yaşmanın zorluğunun yanı sıra, sıkı dostluk bağları ve dayanışmanın gücünü keşfederler. sinema kitap yazısıide, savaşın cemiyetlık üzerindeki olumsuz etkilerini tasvir ederken müsavi zaman dilimida cemiyet ruhunun direncini ve dayanışma içerisinde nasıl umut bulduğunu da gösteriyor. netice olarak, II. Dünya Savaşı’nın vahşetinden kaçan ve çölde buluşan bu üç askerin masalsi, savaşın korkunç yüzünü ve cemiyetlık durumunun evrenselliğini eşsiz bir adet anlatmaımla örtüye taşıyor. Bu sinema kitap yazısıii görmekrken, milliyetlerin ve geleneklerin farklı olsa da, acı ve umut duygularının universallığını gözler önüne seriyor. Mutlak bir adet şekilde görmeknmesi gereken bir adet yapım diyebilirim.