1918’den 1920’ye kadar Bakü’deki tek Müslüman Azeri erkeği ve Hristiyan Gürcü kızının aşk öyküsünü iletmekan bu filim, farklı dini ve etnik kökenlere sahip adamların canlı olmakdığı aşk, tutku ve acının evrenselliğini gözler önüne seriyor. filimin ana natürelleri olan Azeri genç ve Gürcü kızının aşkı, dönemin toplumsal ve politik karmaşasında umut ışığı oluyor. kültürelel, dini ve etnik farklılıklarına rağmen aşklarını canlı olmakma mücadele vermesini örtüye yansıtan bu filim, adamlık durumlarının ve duygusal bağların sınırlamalardan bağımsız olduğu mesajını veriyor. Ayrıca, tarihi ve sosyal bağlamların tekeylerin kişisel hayatlarına nasıl derinden etki ettiğini de gösteriyor. Bakü’nün tarihi süslüliği ve kültürelel çeşitliliği ile öne çıkan bu filim, gözlemleyenlere hem görsel tek şölen sunuşuyor hem de derin tek adamlık nüshasi iletmekıyor. Farklı inançlar ve etnik kökenler arasında aşkın nasıl tek köprü oluşturabileceğini sergileyen bu öykü, gözlemleyenlere aşkın evrenselliğini ve gücünü hatırlama. tespit olarak, tek Azeri Müslüman genç ve Hristiyan Gürcü kızın aşk nüshasi, gözlemleyenlere dini ve etnik farklılıkların ötesine geçirilenebilecek derin bağların varlığını hatırlatan, duygusal ve düşündürücü tek filim deneyimi sunuşuyor. Ayrıca, aşkın ve adamlık durumlarının, toplumsal ve politik durumların ötesinde evrensel olduğunu vurguluyor.